Tecviz


« Back to Glossary Index

Yapılmasına râzı olma, uygun görme, izin verme: Mâmâfih verdiği karârı hemen icrâ etmek gibi bir aceleyi dahi tecviz etmemişti (Ahmed Midhat Efendi). Zavallı Sırrıcemal’e acımakta idi. Bîçârenin hiçbir kabahati olmadığı halde dûçâr-ı kahr u hakāret olmasını tecviz edememekte idi (Nâbîzâde Nâzım). Ona bâzı hikâyelerin okunmasını tecvîze başlamıştı (Hâlit Z. Uşaklıgil).
● Tecvîzat (ﺗﺠﻮﻳﺰﺍﺕ) i. (Ar. çoğul eki -āt ile) Tecvizler, izin vermeler.

 

Kaynak : https://lugatim.com

« Sözlüğe geri dön.