1. Bir şeyin dış yüzüne âit, dış yüzüyle ilgili.
2. mec. Derinliği olmayan, derine inmeyen, yüzeyde kalan, yüzeysel, sığ: Gāyet basit ve sathî müşâhedelere kapılarak… (Ahmet Hâşim). Pek çok şeyi umûmî ve sathî olarak bilmektense birkaç şeyi derin sûrette tanımak şüphesiz daha iyidir (Mehmet Kaplan).
● Sathîce zf. Sathî olarak, sathî bir biçimde, ayrıntılara girmeden, üstünkörü: Şimdi bir de bizim memleketin ve ahâlinin hâlini sathîce gözden geçirelim (Ziyâ Paşa). Buna sathîce bakanlar aldanırlar (Muallim Nâci).
● Sathiyye (ﺳﻄﺤﻴّﻪ) sıf. Sathî kelimesinin tamlamalarda ortaya çıkan aynı mânâdaki müennes şekli: “Ma’lûmât-ı sathiyye: Sathî bilgiler.” “Mesâha-i sathiyye: Yüz ölçümü.”
● Sathiyyen (ﺳﻄﺤﻴّﺎً) zf. (saṭḥі’nin tenvinli şekli)
1. Dış yüzü îtibâriyle, dıştan.
2. mec. Sathî bir biçimde, ayrıntılara girmeden, üstünkörü, sathîce: Her şeyden biraz okumuş ise de cümlesini sathiyyen öğrenmiştir (Şemseddin Sâmi).
Kaynak : https://lugatim.com
« Sözlüğe geri dön.