Safvet


« Back to Glossary Index

1. Maddî ve mânevî mânâda temizlik, arılık, saflık: Bir aceb devrindeyiz Gālib ki bezm-i âlemin / Bâdesinde rûh yok câmında safvet kalmamış (Leskofçalı Gālib). Ben bî-azamet, o mest-i nahvet / Görmez mi bu farkı ehl-i safvet (Muallim Nâci). Küçük Baltık memleketleri, birtakım muâhede tomarlarına sarılı birer çocuk saffetiyle mışıl mışıl uyuyorlardı (Yâkup K. Karaosmanoğlu’ndan).
2. mec. Kurnazlığa aklı ermeme, kolayca aldatılabilme, saflık: Nesre en çok yaklaşan şiirin en mükemmel şiir olacağını zannetmek saffetinde bulunmuştu (Ahmet Hâşim). Beyin her sözüne inanıvermekte hanımın gösterdiği fart-ı safvete şaştı (Hüseyin R. Gürpınar). Saffetimizle batıyı dost yapacaklarını sandı intelijansiyamız (Ergun Göze).

 

Kaynak : https://lugatim.com

« Sözlüğe geri dön.