Muti


« Back to Glossary Index

1. Uyan, itâat eden, boyun eğen, tâbi olan (kimse): Bencileyin olalar Hakk’a mutî’ (Süleyman Çelebi). Mutî-i emrin olup çâr kûşe heft iklîm / Ola müsahhar-ı kilkin bu kubbe-i devvâr (Nedim’den). Türkler’i dünya yüzünden kaldırmak için birbirleriyle tamâmıyle ittifak etmiş olan Avrupalılar’ın nâçiz bir kulu, mutî bir hizmetçisi, memlûk bir kölesi değil miydi? (Ömer Seyfeddin).
2. Yumuşak başlı, uysal, itâatli, itâatkâr (kimse): Maymunum bana uslu, mutî bir arkadaştı (Ömer Seyfeddin). Onu kendimize hem şamdancı hem meydancı mutî bir köle yaptık (Refik H. Karay).
● Mutîa (ﻣﻄﻴﻌﻪ) sıf. Mutî kelimesinin kadını ifâde eden, kadın ismi olarak kullanılan veya tamlamalarda ortaya çıkan aynı mânâdaki müennes şekli: “Ahâlî-i mutîa: İtâatli, itâatkâr ahâli.”

 

Kaynak : https://lugatim.com

« Sözlüğe geri dön.