1. Saygı gören, hatırı sayılır, saygın, îtibarlı: Hâkan vefat ettikte yedi mûteber kabîlenin ekâbiri vezir ordusunda toplanıp mâtem için hepsi beyaz kaftanlar giyerler (Kâtip Çelebi’den Seç.).
2. İnanılır, güvenilir, îtimat edilir: Ellerde dolaşan mûteber ve meşhur metinlerden otuz metin kadar topladım (Kâtip Çelebi’den Seç.). O murdar, tehlikeli yerler de Galata’ya bakınca en mûteber yer sayılır (Ahmed Midhat Efendi).
3. Üstün ve değerli kabul edilen, makbul: “Mûteber meslek.” “Mûteber kitap.” Halk içinde mu’teber bir nesne yok devlet gibi / Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi (Kānûnî Sultan Süleyman). Mu’teberdir sâf gevher dehrde nâkâm iken / Her güherden kadri elmasın füzun bî-nâm iken (Fıtnat Hanım).
4. Yürürlükte olan, geçerli, geçer: “Mûteber akit.”
ѻ Mûteber olmak: Geçerli olmak, yürürlükte olmak.
● Mûteberan (ﻣﻌﺘﺒﺮﺍﻥ) i. (Fars. çoğul eki-ān ile) Saygın ve îtibarlı kimseler, bir yerin veya bir mesleğin ileri gelenleri: “Mûteberân-ı belde: Şehrin ileri gelen mûteber kimseleri.” Ve namazdan fâriğ olunca Gazne mûteberânından bulunduklarını anladığı bu adamlar… (Muallim Nâci).
● Mûtebere (ﻣﻌﺘﺒﺮﻩ) sıf. Mûteber kelimesinin tamlamalarda ortaya çıkan aynı mânâdaki müennes şekli: “Kütüb-i mûtebere: Mûteber, güvenilir kitaplar.”
Kaynak : https://lugatim.com
« Sözlüğe geri dön.