1. Sanatla yapılmış, sanat mahsûlü: Sâni’ olan mümkin değil masnûundan ola cüdâ (Fuzûlî’den). Vecde gel, vahdete dal, âlem-i kesretten uzak / Yalnız sânii gör; san’atı, masnûu bırak (Mehmet Âkif). Beyaz ve cesim peronun basamakları yanlarında sıra ile yükselen mermerden masnû esâtîrî kadınlar… (Ömer Seyfeddin).
2. Uydurulmuş, düzme, sahte: “Masnû haber.”
● Masnûa (ﻣﺼﻨﻮﻋﻪ) sıf. Masnû kelimesinin tamlamalarda ortaya çıkan aynı mânâdaki müennes şekli: “Ahbâr-ı masnûa: Uydurulmuş haberler.” “Eşyâ-yı masnûa: Yapılmış şeyler.”
Kaynak : https://lugatim.com
« Sözlüğe geri dön.