Boyun eğme, baş eğme, itâat etme: Sâdır oldu emr-i âlî inkıyâd etmek gerek / Uğru açık bir velî sultânımız vardır bizim (Hayâlî Bey). Şaşakaldım bu inkıyâdına ben (Tevfik Fikret). İkinci Sultan Mehmed’in hocalarına gösterdiği hürmet, itâat ve inkıyat, târihin hoca-hükümdar münâsebetlerinde rastlanan misallerin en şâhâne örneklerini dahi gölgede bırakacak kadar muhteşemdir (Sâmiha Ayverdi).
● İnkıyâden (ﺍﻧﻘﻴﺎﺩﺍً) zf. (inḳiyād’ın tenvinli şekli) Boyun eğerek, itâat ederek.
Kaynak : https://lugatim.com
« Sözlüğe geri dön.