İfrat


« Back to Glossary Index

Aşırı gitme, ölçüyü aşma, gereğinden fazla ileri gitme: Sanat ifrat ve mübâlağanın bir nev’idir (Ahmet Hâşim). Kenan şimdi o sözler üzerinde ifratla duruyor (Refik H. Karay).

ѻ İfrâta kaçmak (varmak): Çok ileri gitmek, bir şeyi mübâlağa ile yapmak, aşırı davranmak: En beğendiği şey, bütün bu tezyînattan hiçbirinin ifrâta kaçmamış olmasıydı (Rûşen E. Ünaydın). İfrat ve tefrit: Birbirinin tam zıddı olan iki aşırı uç için kullanılır: Zîra bir şeyin ortasının iki tarafı mezmumdur, çünkü ifrat ve tefrittir (Ahmet A. Konuk).

● İfrat-kâr (ﺍﻓﺮﺍﻃﻜﺎﺭ) tür. sıf. (Fars. -kār ekiyle ifrāṭ-kār) Aşırı davranan, haddi aşan.
● İfrat-kârâne (ﺍﻓﺮﺍﻃﻜﺎﺭﺍﻧﻪ) birl. zf. (Fars. -āne ekiyle) Aşırı davranmak sûretiyle, haddi aşarak.

 

Kaynak : https://lugatim.com

« Sözlüğe geri dön.