İfâdede, kelimelerden her birinin ve bu kelimelerden meydana gelen cümlelerin lafız, mânâ, âhenk ve kurallara uygunluk bakımından yerinde, düzgün ve doğru olması durumu; dilin söylenmesi güç, âhenksiz, alışılmamış kelimelere, yadırganacak yabancı sözlere, kusurlu cümle, mecaz ve terkiplere yer verilmemesi sûretiyle açık, duru ve doğru kullanılması: Fesâhat nehrine mâhî o cânânım zebânıdır / Belâgat bahrına ey dil sadef anın dehânıdır (Zâtî). Çıktıkça lisan tabîatından / Elbette düşer fesâhatından (Ziyâ Paşa). Târife gelmez bir belâgata fesâhata mâlikti (Refik H. Karay).
● Fesâhat-perdaz (ﻓﺼﺎﺣﺖ ﭘﺮﺩﺍﺯ) birl. sıf. (Fars. perdāz “düzenleyen” ile) Güzel konuşan, fesâhatle söz söyleyen.
Kaynak: https://lugatim.com
« Sözlüğe geri dön.