Sahtekar olmak, hile yapmak, dolandırmak
1. Kolay, güzel ve inandırıcı şekilde konuşma yeteneği: Artık fetânetini, dirâyetini, cerbezesini meydana koymaya başladı (Hüseyin R. Gürpınar). Cerbezemde viskilerin de tesîri var (Refik H. Karay).
2. Beceriklilik, tuttuğunu koparma: Bu başarı yalnız kendi cerbezesinin eseri değildir (Ahmed Midhat Efendi). Yıldırım’ın oğulları arasındaki saltanat kavgası, esâsen sarsıntı geçiren devleti hemen hemen yıkılma raddelerine getirmiş, ancak Çelebi Mehmed’in (Fâtih’in dedesi) gücü, cerbezesi ve kardeş isyanlarını kanla bastırması sâyesinde devlet kurtulabilmiştir (Ahmet Kabaklı).
Kaynak: https://lugatim.com
« Sözlüğe geri dön.