1. İç yüz, dâhil, derûn, zamir. Karşıtı: ZÂHİR: “Zâhirindeki güzellik bâtınında yok.” Arkası yok deme şâhım oğlunun / Zâhirde bâtında yüz bin er vardır (Pir Sultan Abdal).
2. Sır. “Ehl-i bâtın: Sır ehli, gizliliklere vâkıf olanlar.”
3. “Görünmeyen, gizli olan” anlamında esmâ-i hüsnâdan (Allah’ın en güzel isimlerinden)dır: Sensin bâtın sensin zâhir / Varlık senin buyruk senin (Aziz Mahmud Hüdâyî).
4. sıf. ve i. İçteki, iç yüzdeki, gizli, görünmeyen (şey). Karşıtı: ZÂHİR: “İlm-i bâtın: Gizli ilim.” Ondadır zâhirle bâtın onda te’sîrât-ı aşk / Ondadır hüsn ü hakîkat onda telkînât-ı can (Hersekli Ârif Hikmet).
● Bâtıne (ﺑﺎﻃﻨﻪ) sıf. Bâtın kelimesinin tamlamalarda ortaya çıkan aynı mânâdaki müennes şekli: “Havâss-i bâtıne.” “Esrâr-ı bâtıne.”
● Bâtınen (ﺑﺎﻃﻨﺎً) zf. (bāṭın’ın tenvinli şekli)
1. Bâtın bakımından.
2. İçten, kalben: “Söylediklerini zâhiren ve bâtınen tasdik ediyorum.”
Kaynak: https://lugatim.com
« Sözlüğe geri dön.