Heyet Serisi her seferinde bir önceki seriden daha fazla şaşırtmayı beceriyor. Bilgilerin derinlemesine araştırılması gereken bir kitap. Bazı yerlerde tıkanıp kalıyorsunuz. Kitap size bazı kaynakları sunuyor fakat öyle bir yerde “okuyucu araştırırsa görecektir.” diyor ki, bu da insanı kitaptan biraz uzaklaştırıyor. Evet, serilerin hepsini okudum ve okurken de zevk aldım. Ama Bir önceki dediğim husus bence kitabın bir zaafı. Bilgiyi araştırıyorum ama bulamıyorum. Hatta ummadığım bilgiler de karşıma çıkıyor ve olaylar bambaşka yere gidiyor. Bu eleştirim Heyet serinin geneli için geçerlidir. Okuyucunun araştırarak bulacağı konular daha bulunabilir konular olabilir. Böylesi derin konuların bilgisi internette dahi zor bulunurken okuyucuyu araştırmaya itmek kitaptan uzaklaştırmak ne kadar doğrudur tartışılır.
Kitabın başında pazırık halısından ve özelliklerinden bahsederken “Alper Tunga’nın” Türklere gönderillen bir peygamber olduğu varsayımının ne kadar doğru olduğu, hatta “Zükarneyn (as)’ın” Alper Tunga olabileceği yönündeki delillere yapılan yorumlarla bazı varsayımlar ile bizlere sunmaktadır. “Kızıl Elma” davasının selçuklulardan daha önce de var olduğunu hatta bu halıya işlendiğini bize aktarır.
Heyet IV kitabı Alper Tunga’nın hikayesini ele alırken, bu hikayede nasıl peygamber olduğunu, peygamberliğini ispatlayan bazı nesne ve olguların neler olduğunu, Nerelere seferler düzenlediğini ve bu yönleri ile Zülkarneyn as. ile benzerliklerini yine kitabın ana karakterleri olan Hafız-Usta kişilerinin sohbetleri arasında okuyucuya anlatıyor.
Alper Tunga uzun süre aynı rüyayı görür ve gördüğü bu rüyanın anlamı peygamberlik alameti olduğunu bilir. Fakat bu durumu diğer boylara nasıl açıklayacağını ve açıklarsa nasıl tepki vereceklerini, itaat edip etmeyeceklerini merak eder.
Alper Tunga zeki birisi bu durumu açıklayacak önemli bir başka durumun yaşanmasını beklemektedir. O sıralarda Persler’le savaş halinde olan Türk beylerine haber vermeden desteğe gider. Ne olduğunu anlamadan büyük bir strateji ile persleri bozguna uğratır. Ve beylere durumu açıklar itaat etmelerini söyler. Fakat çoğu itaat etmekten geri durur. Alper Tunga’nın hasta(cinlenmiş) olduğunu düşünürler. İtaat edenler ile birlikte Perslerin yeniden saldırma olasılığına karşı yine de oradan ayrılmaz. Nitekim savaş yeniden başlar ve Alper Tunga’nın aklı sayesinde savaşı yine kazanırlar. Bu sefer itaat edenler çoğalmıştır.
Doğuya ve Batıya seferler düzenlemiş neredeyse cihan hakimiyeti sağlayaca duruma gelmiş ve bir çok milleti hakimiyet altına almıştır. Sonrasında kendi topraklarına yönünü çevirecek Yecüc -Mecüc olayının ortasına inecektir.
Yukarıdaki ayet ile Alper Tunga’nın ve Zulkarneyn (as)’mın aynı durumları yaşaması sonucu aynı kişiler olduğuda düşünülmektedir. Kitabın bu olay sonrasında Kur’an üzerinden giderek bazı ayetlerden de yola çıkarak Zulkarneyn (as) ile Alper Tunga’nın aynı kişiler olma olasılığını da değerlendirmektedir.
Oğuz Kağan Destanı’ndaki “İt Baraklar” diye geçen bozguncu ve dilinin kimseler tarafından bilinmediği bir kavim anlatılır ve bu kavmi Alper Tunga bozguna uğratır. Bu kavm Kur’an’da geçen Yecüc- Mecüc kavmine benzerliği ile dikkat çeker.
Daha sonrasında Alper Tunga‘nın bozguna uğrattığı Persler’in başına Zarefşan gelir. Bir davet yemeğinde Alper Tunga ve Beylerine içecek ikram eder. Önce kendisi içer sonrasında ise Türkler içer. Kendisi ve oğulları ile birlikte Alper Tunga ve beylerin ölümüne neden olur. Bu sefer Türkler bozguna uğrar ve bir birleriyle savaşmaya başlar.
Sonrasında ise Alper Tunga’nın soyundan gelen Tomris Hatun Perslerle mücadele edip son savaşında onları bozguna uğratacak ve Alper Tunga’nın öcünü almıştır. Beraberinde belli bir zaman sonra Türkler tekrar dağılacak ve Asya’ya doğru türkler kaymaya başlayacaktır. Ve artık Çinliler ile mücadele başlayacaktır.
Konu bu sayfalarda Heyet I‘de olduğu gibi Mete Han’a gelecektir. 1. kitapta bahsetmediği olayı Heyet IV. kitabında bahseder, yazar ve Mete Han’ın gerek Oğuz Kağan Destanında anlatılana benzer bir hayat yaşamış olması, Mektuplarında ilahi bir şekilde konuşması ve Çin kaynaklarında onun ilahi bir çağrıyı konuşması nedeniyle tıpkı Alper Tunga gibi bir hükümdar Peygamber olarak yazıp kitabı bitirecektir yazar.
