14/03/… Bir tarih… Fakat bu tarihi diğerlerinden ayıran özellik nedir? Gerçekten de söylendiği üzere önemli bir tarih midir? Bazı din adamlarının, medyumların ve astrologların dikkat etmemizi istediği bu tarihe kulak asmalı mıyız?
Şu sıralar gündemimizde olan bu tarih için önemli din insanları, medyumlar ve astrologlar çeşitli açıklamalarda bulunarak insanları tedirgin etmişti. Etmişti diyorum çünkü şu an itibariyle bu tarihi atlattık.
Medyum ve astrologlar bu tarihte gezegende önemli olayların olacağını ileri sürerek insanların tedbirli olması için uyarmıştı. Malumdur ki şu sıralar ülkemizde 6 Şubat’ta gerçekleşen 7.8 şiddetinde ki 10 ile kapsayan depremin yıkıcı etkileri halen sıcaklığını korumakta ve devamında ki artçı depremler insanımızı halen tedirgin etmektedir. Üzerine yapılan bu açıklamalar ise insanlarımızın korkusunu biraz daha artırmıştı.
Cübbeli Ahmet Hoca bu tarihe dikkat çekerek önleminizi alın, namazınızı kılın ve özellikle salıyı çarşambaya bağlayan gecede okunacak duaları bolca okuyup zikir çekin demişti. Toplumumuzun bir çoğunun sevdiği ve değer verdiği hocalardan biri olan Cübbeli Ahmet Hoca bu bilginin kaynağı olarak eski ulemalardan olan Muhammed Mustafa Şenkidri Hazretleri’nin kitabını gösterdi. (Moritanya’da bastonuyla helikopteri düşüren bir ulema.).
Cübbeli Ahmet Hoca açıklamasında “sadece bu tarihi söylemiyorum, yıllardır salıyı çarşambaya bağlayan gecelerin biraz daha uğursuz olduğunu, bu zamanlarda bolca ibadet edilmesi gerektiğini söylüyorum. Fakat ulemanın kitabında yıl belirtmeksizin 14/03/… diye bir tarih vardır. Bizde bu tarihlerde bir şeylerin olabileceğini söylüyoruz. Özellikle 2023 Mart ayının 14’ü salıyı çarşambaya bağladığı için daha çok dikkat edilmesi gerektiğini söylüyoruz.” dedi.
Depremden etkilenen ülkemizin insanları bu yorumu “ülkemizde yaşanacak daha büyük bir deprem veya başka bir felaketin olabileceği” şeklinde yorumladı. Hatta sohbeti sırasında orada bulunan insanlardan biri “İstanbul’da olacak mı?” diye sorunca Cübbeli Ahmet Hoca ” ne olur ne biter? Bilemem. İstanbul özelinde olmayabilir. Taşrada bir musibet olabilir. olabilir. Allah afetten, savaştan, beladan, olaylardan bizi korusun.” diye cümlelerini sonlandırmıştı.
Bu yazıyı 18 Mart’ta yazıyorum. 15 Mart sabahına Şanlıurfa’da felaket bir sel haberi ile uyandık. 18 kişi hayatını kaybetti. Daha önce bu bölgede böyle bir yağmurun hiç görülmediği söylendi. Akabinde Kilis’te, Gaziantep’te ve Adıyaman’da aynı durumlar yaşandı. Gökyüzünde daha önce görülmemiş şimşek patlamaları ve gök gürültüsüne şahit olduk. Deprem bölgesi olan bu yerler de bir de sel vurunca oralarda yaşayan insanlarımız daha zor şartlar altında yaşamlarını devam ettirmeye çalışıyor. Rabbim burada bulunan insanların eski düzenlerine dönebilmeleri için kolaylıklar nasip etsin.
Şimdiki zamanımızda konu din ve din insanları olunca insanlar ikiye ayrılıyor. Bir din adamının açıklamaları yaşanılan olaylar sonucunda bazı kimselerce doğruluğu kabul görmüş, bazı kimselerce daha büyük bir felaket yaşanmadığı için insanları tedirgin ettiğinden kabul görmeyip linç edilmiştir. Bu konudaki takdir tabi ki okuyucunun.
Gaybı Allah bilir. Fakat tedbir insanoğlundadır.