Değerli Hocam,
Umarım gönüllerimize misafir olma dileğinizi hoş bir misafirperverlik ile karşılama lüksüne sahip olmuşumdur. Bundan hiç bir zaman haberiniz olmayabilir fakat bu uğurda sizleri ve sizin gibi düşünen akil insanlarını anlamaya, anlamlandırmaya ve dahi beraberinde kendimi geliştirmeye çok zaman harcıyor, çok emek vermeye çalışıyorum.
Zatıalini’zi tanıma fırsatı bana çok geç mazhar oldu. Lise yıllarında çok sevdiğim fakat toyluktan anlamlandıramadığım “Divan Edebiyatı” sayenizde otuzlu yaşlarda tekrar bende zuhur etti. Bu saatten sonra ne kadar bu hususta kendimi geliştirebilirim bilmiyorum. Ama bu alanda olduğu gibi birçok alanda da kendimi geliştirmek için çok çaba sarf ediyor çok emek veriyorum. Tam bu satırları yazarken aklıma Mevlana’dan “Mum olmak kolay değildir. Işık saçmak için önce yanmak gerekir.” Sözleri geliyor, adım adım da olsa bu uğurda çabalamaktan vazgeçmiyorum.
Sayenizde merak duyduğum “Divan Edebiyatı’nı ve Şairlerini” daha çok anlamaya, dünya görüşlerini anlamlandırmaya başladım. Bundan sonraki süreçte tercümesini ettiğiniz gazellerin şairlerini (Nâbi, Fuzûlî, Bâki, Şeyh Galip…) araştırmaya ve elimden geldiğince verdikleri dersleri hayatımda uygulamaya özen göstereceğim.
Şu sözleriniz ve görüşünüz yaşamım boyunca kulağıma küpe olacaktır.
“Söylenecek her şey söylendi, Söylenecek bir şey kalmadı. Bizlerede bu söylenenleri anlamak ve bunları analiz edip verilen dersleri hayatımızda uygulamak düşer.”
Mektubuma son verirken sürekli dile getirdiğiniz aşağıdaki vasiyetinizin emanetçilerinden biri olacağımı bilmenizi isterim.